29 Mart 2009 Pazar


24 Mart 2009 Salı

.hayvanat bahçesinde çocuk öldürüyorum.

ama işte tam o noktaya geldiğinde, yani artık yaşadığımız günlere duyduğun tepki mutlak ve düpedüz bir kabulleniş olup çıktığında, vücudun bir şekilde bu cinnetle aynı dalga boyuna geldiğinde ve herşeyi artık manalı bulduğun bir noktaya vardığında, yani olay kafanda tık ettiğinde, bir bakıyorsun, bir bakıyorsun başladığın yere geri dönmüşsün, kafan karışmış, beynin sikilmiş...

b.e.ellis.

5 Mart 2009 Perşembe

.kırkbeş.

Aşkı kalıcı kılmayı kim biliyor?
1. Aşka semtin en güzel pastanesine çikolatalı pasta almaya gittiğinizi, eğer kalırsa, pastanın yarısını yiyebileceğini söyleyin. Aşk gitmeyip kalacaktır.
2. Aşka ondan bir yadigar istediğinizi söyleyip saçından bir lüle alın. Saçı ucuzcu bir mağazadan alınmış, üç tarafında yin/yang sembolleri olan bir tütsü aletinde yakın. Yüzünüzü güneybatıya dönün. Yanan saçın üzerine eğilip inandırıcı biçimde egzotik bir dilde hızlı hızlı konuşun. Yanmış saçın küllerini alıp yüzünüze bıyık çizmek için kullanın. Aşkı bulun. Ona yeni biri oluğunuzu söyleyin. Aşk gitmeyip kalacaktır.
3.Aşkı gece yarısı uyandırın. Ona dünyada yangın çıktığını söyleyin. Hızla yatak odasının penceresine koşun ve pencereden dışarı işeyin. Rahat bir edayla yatağa geri dönün, aşkı herşeyin yoluna gireceği konusunda temin edin. Uykuya dalın. Sabah uyandığınızda aşkı yanınızda bulacaksınız.
.....
ve ah Bernhard.
pastaneye giderim, bıyık çizerim ama işeyemem camdan cıkıpta. ı ıh.
çokta güzel aptal yerine konulabilirim.

.still life with woodpecker.

"TNT'nin büyüsüne aşığım. Ne güzel konuşur TNT! Yankılanan gümbürtüsü, şaklaması, vak vak diye ötüşü yeryüzünün tutkulu iniltisinden nadiren daha az güçlüdür. Zamanlaması iyi yapılmış bir dizi patlama, zelzelekorosuna benzer. Bir bomba, tüm akışkan tınlamasına rağmen, tek bir sözcük söyler -"Süpriz!"- ve sonra kendini alkışlar. Patlamanın ateşli ellerine aşığım. Barutun(seksin meleksi kokusuyla çok benzer bir etki yaratan) şeytansı kokusunu sürmüş bir esintiye aşığım. Mimarı yapıların dinamitin şiddetiyle neredeyse ağırçekim çözülmesine aşığım: Zarifçe ufalanırlar, tuğlalar tüğ döker gibi dökülür, köşeleri erir, kasvetli cephelerinde sırıtışlar oluşur, mesnetleri omuz silkip paydos eder, dairesel dev bir hava dalgası sonucunda tonlarca totaliter pislik AKIP gider. Pencere camının patlamadan önce esneyip ciklet gibi şiştiği saniyenin o değerli anına aşığım. Kamu binalarının nihayet kamulaşmasına, kapılarının vatandaşlara, yaratıklara, evrene açılmasına aşığım. Yavrum, hadi gel içeri! Dumanın o son burun çekişine aşığım."

...
yeniden Tom Robbins.
ama sıcak ülkelerden dönen vahşi sakatlar güzel değil. ı ıh. olmamış. ck.

4 Mart 2009 Çarşamba

.minnoş.


beyeyim iyleşsin. lütfen.
 
 
Copyright © seiya
Blogger Templates by BloggerThemes Design by Diovo.com